25 Kasım 2008 Salı

TÜRK OLMAK!!!!!




TÜRK OLMAK

Aslında çok şeydir, Türk olmak.

Türk olmak Kıbrıs’ta, Hocalı’da, Anadolu’da ve Balkanlar’da soykırıma uğrayıp, yapmadığın soykırımla suçlanmaktır. Türk olmak faşist olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıktığınca. Türk olmak demokrat ve çağdaş olmaktır, vatanına, yurduna, tarihine sahip çıkmadığınca.

Türk olmak lisanının Avrupa’da yasaklanmasıdır ve yine Türk olmak kendini anlatamamaktır.

Avrupa’da hor görülmek Türk olmaktır, ataların bir sürü asır önce Viyana’yı kuşattığı için ve hoş görülmemektir, sadece kuşatıp; Napolyon gibi bütün Viyana’yı yakmadığın için.

Türk olmak Selanik’te Pontus Anıtı’nın, Viyana’da çiğnenen yeniçeri minberinin ve Malta’da papazın üzerine bastığı Türk bayrağı heykelinin önünden geçmektir.

Türk olmak zordur, çetindir ve eziyetlidir. Üç kıtadan dönüp, bir küçük yarımadada misafir muamelesi görmektir. Sayısız imparatorluk kurmak Türk olmaktır, aynı zamanda sayısız imparatorluk yıkmak da Türk olmaktır.

Arabaya koşulan ilk atın vatanında, ilk yazılı antlaşmanın imzalandığı yurtta, yazının bulunduğu, paranın icad edildiği her metrekaresinden bereket fışkıran bu yurtta, kalkınmak için yabancı sermaye beklemektir.

Türk olmak; Troya’dan bu yana, Sümer’den bu yana serpilerek gelse de, tarihten eski bu topraklarda, bütün zamandan damıtılarak gelen yüksek değerlerine rağmen, bir haftalık hafıza ile yaşamaktır.

Doğu Roma’yı da Batı Roma’yı da yıkıp, yeni Roma olan AB’ye girmeye çalışmaktır Türk olmak. Türk olmak, Mostar’da köprüdür, Kerkük’te kaledir, İstanbul’da Kızkulesi’dir, Anadolu’da buğdaydır, Çukurova’da pamuktur, Ege’de tütün, Karadeniz’de fındık, Trakya’da ayçiçeğidir.

Türk olmak Çanakkale’de şehit olmaktır. Çanakkale’de şehit olmadan önce düşmana su vermektir, onun yaralısını sırtında kendi hastanene taşımaktır.

Düşmanın ardından rahmet okumak, kanlından helallik almaktır. Sabahları odana rahmet dolsun diye, camı açmaktır. Kar yağdığında kayak yapmayı değil, evsizleri düşünmektir. Balkon köşesine kuşlar için, kışın ekmek kırıntısı, yazın su koymaktır. Yağmura rahmet, kara bereket diye bakmaktır.

Türk olmak, harap bir ülkede, zengin ülkelerin müstemlekesini reddedip, tahtadan kılıç ve ipten üzengi ile, paylaşacak ve sahiplenecek tek varlığı fakirlik olmasına rağmen, yedi düvele meydan okumaktır.

Türk olmak askere davul-zurna ile uğurlanmaktır, belki de dönmeyeceğini bilerek. Türk olmak, annenin ardından “bir oğlum daha olsun, onu da göndereceğim” demesidir. Babanın gözyaşlarını tutarak, tabutuna son kez dokunurken “vatan sağ olsun” demesidir.

Türk olmak “Türk çayında radyasyon olmaz” yalanları ile, “gusül abdesti alana aids bulaşmaz” dolanları ile yaşamaktır. Her hükümetin enkaz devraldığı, ama asla ardında enkaz bırakmadığı ülkede olmaktır.

Türk olmak, ecdadın yaşadığı kıtlıktan dolayı, çayın yanında gelen şekerden fazla olanı garsona geri vermektir. Aynı nedenle Türk olmak, yemeği ziyan etmekten korkmaktır. Göz hakkına, diş kirasına saygıdır Türk olmak. Evindeki bir kap aşın yarısını tanrı misafirine vermektir. Kendi yerde, misafiri döşekte yatırmaktır Türk olmak.

Türk olmak, milli maçta ağlamaktır. Ayhan Işık’a, Belgin Doruk’a aşık olmaktır. Türk olmak, aşkını ölesiye sevmektir. Aşkı için ölmektir, öldürmektir. Sevdiceğinin elini bir kez tutamadan, toprağa girmektir.

En güzel aşk şiirlerini yüreğinde hissetmektir. Eşkıyaya türkü yakmaktır, Türk olmak. Milletine sövmektir, ama başkasına sövdürmemektir, Türk olmak. Türk olmak Yunus’u bilmektir, Aşık Veysel’i sevmektir. Mevlana’yı, Hacı Bektaş-ı Veli’yi ve Hoca Yesevî –tek bir satırını okumasa da- yüreğinde taşımaktır.

Türk olmak, saz çaldığında, ney üflendiğinde, kös dövüldüğünde ve kaval çaldığında, yüreğinin derinlerinde bir sızı sezmektir, bir de Yemen Türküsü’nde...

Hayatın sana verdiklerine “nasip”, vermediklerine “kısmet” demektir. Her işin “hayırlısına” inanmaktır ve “feleğe” sitem etmektir ve ağlamamak için çok gülmekten çekinmektir.

Türk olmak, Asya’da batılı, Avrupa’da doğulu diye tepki görmektir. Irk sözünü bilmeden yaşamak, yaradılanı Yaradandan ötürü sevmektir.

Magazin programları ile dizilerin arasına sıkışsa da, silkinip üzerindeki ölü toprağını atabilmektir. Türk olmak, mahalle maçı için aynı saatte, on kişi buluşamazken, milyon kişinin bir araya gelmesidir.

Türk olmak, buhran zamanında Arjantin’de de mağazalar yağmalanırken, daha ağır buhranda sorumlusuna en ağır cezayı tek bir cam kırmadan sandıkta kesmektir.

Türk olmak en zayıf gününde bile dünyaya meydan okumak, en dertli gününde bile her ufunetin bir şafakta biteceğini bilerek tevekkül göstermektir.

Zor iştir Türk olmak. Türk olmak Anadolu’da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler beşiği Anadolu’da dik durabilmektir.

3 yorum:

ekrem dedi ki...

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü biri
Ve hiçbirşey yapmamaya karar verdi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir öteki
Ve yalnızlığının kuytuluğuna çekildi

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü bir üçüncü
Ve tek başına düşünmeyi sürdürdü

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü yüzbinler
Ve tek başınalıklarını sürdürdüler

Ben tek başına ne yapabilirim
Diye düşündü milyonlar
Milyonlarcaydılar

Ve tek başınaydılar
Bu arada birileri
Onlar adına
Karar vermekteydi

Tek başına olduklarını sananlar
Topluca ortadan kaldırıldılar....

bu dortluklerı ataol behramoglu ustat yazmıs

sanırım sızın arıyorum baslıgınıza
uygun dusmustur

her sey cok guzel

Adsız dedi ki...

Hazırladığınız çalışmaları ve makaleleri okudum gerçekten yürekten taktir etmek isterim. Çalışmalarınıza bende birşeyler eklemek istiyorum.

Bugün sizlere Türkçülük fikrini ve yapılması gerekenleri paylaşmak istiyorum.
Ülkemizde kullanılan Milliyetçi, Milliyet söylemlerinin yanlış olduğu kanısındayım.Milliyet Arapça bir kelimedir ve ümmet manasına gelir, milliyetçi de bu durumda ümmetçi manasına gelmektedir.
Bu yüzden vatanı,milletini sevmek olarak kısaca özetlenecek bu duygu ve düşüncelere ben Türkçülük demeye özen gösteriyorum.

Türkçülük,dün doğmadı,bugün doğmadı.Türkçülük belki de dünyadaki en eski fikir ve düşünce sistemidir.Önce Türk olmanın fikri doğmuştur.Sonra Türk sahneye çıkmıştır.İşte biz Türk olma fikrine Türkçülük diyoruz.

Dünyadaki Tüm milletleri incelediğimiz zaman bir kişinin düşüncesinden veya gelişen bir olaydan sonra millet olduklarını göreceksiniz.

Halbuki Türkler bir kişinin düşünmesinden veya rastlantısal bir olaydan dolayı millet olmamışlardır.Yok olmaya yüz tutmuş bir toplumun Bir bozkurtu ve taptığı tek tanrısının kendinde hissettirdiği duyguyla ortaklaşa düşünmeleri yoluyla bir millet olmuşlardır.

Mesela Osmanlı milleti,buna örnek olabilir.Bir kişinin fikri ve çabalarıyla yaşayan insanlar millet olmuştur. Ve hemen hemen her millet de buna yakın bir gelişmeyle var olmuştur.

Avrupalılar,vatanı,milletini sevmeyi,Fransız ihtilali ile yaşarlarken,Türkler Çiçi Yabguyla bunu M. Ö devlet politikası yapıyordu.Ve biz Türkler asla bir kişinin çıkarı için savaşmadık tüm millet ve vatan toprakları için savaştık.Avrupa da krallar kendi varlıklarını güçlendirmek için savaşırken bizim Başbuğumuz Mete atını,silahını ve kadınını bile düşmanına verirken aynı düşmanının vatanın toprağını istemesi üzerine,o düşmanı yerle bir etmiştir.

Böyle bir Türkçülük fikri içinde yedi düvele nam salan bir millet nice dinlere ve kültürlere kapılarını açmasına rağmen kendi töresini bozmamıştır.Bunun nedeni ise çok güçlü bir Türkçülük düşüncesinin olmasıdır.
Türkler,bu Türkçülük fikrini her zaman yaşatmayı bilmişlerdir.Çoğu zaman millet yaşadığı bu duygunun Türkçülük olduğunu bilememiştir.

Türk Beylerinin kurmuş olduğu Osmanlı beyliği,kısa zamanda güçlenmişti ama Türk olduğunun bilincindeki hakanlar dışındakiler kısa zamanda Türklük duygusundan çıkmış ve kendisini tamamen dine vermiş.Öyle ki Osmanlı Sadrazamlarının hepsi yabancı kökenli kişiler olmuş,Padişahların eşleri yabancı olmuş,devleti kuran Türklerse sadece ordu içerisinde görev almaya başlamışlar.

Kısa süre içerisinde,Türklerin kurduğu bu devlette Türkler ezilen millet konuma gelmiş,öyle ki Osmanlı da Türk,dağlı,kaba,köylü,cahil manalarına gelmiş...Sarayda Türkçe konuşmak,aşağılık manasına gelmiş,halkın kültürlerinden uzak yaşanılmış,her zaman önce Araplara hizmet etmek devlet politikası haline gelmiş.Dış Türklerle ilişkiler kesilmiş,hatta onlarla savaşılmış,hep öncelik Arap yarımadası olmuş...Hatta Kanuni döneminde divanu hümayun katiplerinden Hafız Hamdi Çelebi isimli dönek devşirmenin o dönemde yazdığı bir şiirden bir kaç mısrasını paylaşmak istiyorum

DEVR İDELDEN BERİ ŞAHIM EFLAK,

ZEM OLUR ALEM İÇİNDE ETRAK.___ (TÜRKLER)

VERMEMİŞ HÜDA TÜRK' E HİÇ İDRAK,

AKLI EVVEL DE OLSA Bİ BAK

UKTÜL-ÜT TÜRK-E VELEVKANE EBBAK

EDİ OL KAN-İ KEREM, ŞAH- CELAL, (Burada Peygamber Efendimiz'in Türk'ü Katlediniz Dediğini iddia ediyor soysuz)

TÜRK' Ü KATLEYLEYİNİZ KANI HELAL,

DAİM OLDU BUNLARIN İŞİ DALAL,

CÜMLESİNDEN BUNU AHZEYLE MİSAL.

UKTÜL-ÜT TÜRK-E VELEVKANE EBBAK

EY KADİMİ,TÜRK' E HİÇ OLMA YAKIN,

SÖZLERİ OLUR İSE DÜRRİ SEMİN,

ZİNHAR OLMA SAKIN TÜRK' E YAKIN,

KES BAŞINI, KANINI DÖK, ÇEKME GAM

UKTÜL-ÜT TÜRK-E VELEVKANE EBBAK."


Günümüz Türkçe’si ile;
Türk'ü öldür, baban olsa da,
O iyilik madeni, yüce peygamber,
Türk'ü öldürünüz, kani helaldir demiştir,
Bunların (Türklerin) işi sürekli sapıklık olmuştur,
Cümlesinden bunu örnek olarak al,
Türk'ü öldür, baban olsa da,
Türk derin bilgi sahibi olsa da,
Fetvaya yetkili müftü bile olsa da,
Ey aziz dost, bu söz içinde özetlendiği gibi,
Asla onlara yanaşma,
Türk'ü öldür, baban olsa da,
Türk'ün adam olacağını sanma..."

İşin en acı tarafı ise O dönemin padişahı,hatta Avrupa’nın Grand Türk (büyük Türk) dediği Kanuni Sultan Süleyman bu şiirinden ötürü bu şahısa altın ödül vermiştir.Osmanlı da Ermenilere millet-i sadıka, Araplara kavmi necip derken Türklere aşağılık, pis Türk deniyordu. Hatta bu yüzden Türkmenler Osmanlıya şu şiiri yazıyordu:
Şalvarı şaltag Osmanlı
Eyeri kaltag Osmanlı
Ekende yok biçende yok
Yiyende ortag Osmanlı”

İşte bu yüzden Hüseyin Nihal Atsız atamız Osmanlı'yı Türk devleti saymıyordu.İşe bakın ki milleti sadıka olan Ermenilerde,kavmi necip olan Araplarda Osmanlı ya ihanet etmiş,yine vatanı gerçek sahipleri olan Türk milleti kurtarmıştır.

Osmanlı'nın başarısının sırrı ordusunun her zaman Türklerden kurulu olmasıydı. Birkaç padişah dışında mesela başta Fatih,olmak üzere kimse Türk milletine hizmet etmemişti.Osmanlı'nın yıkılışın nedeni çok açıktı.Çünkü Osmanlı'nın bir kimliği yoktu.Yıkılışına yakın zamanlar yeniçerinin kaldırılması ve ordunun Türklerden farklı olarak Araplar ve diğer azınlıklardan kurulu olması savaşlarda kaybetmesine neden oldu.İşte o zamanlarda Osmanlı yıkılmaya yüz tuttuğu vakit her zaman Türk'ü karanlıktan çıkaran Türkçülüğe yönelimler başladı.İttihat ve terakki yönetiminin sıkı çalışmaları ile ezilen,devletin gerçek sahipleri Türkler artık yönetimde söz sahibi olmaya başladılar.Ve yine İttihat ve terakki de yer almış Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmaları sayesinde,Osmanlı zihniyeti yıkılmış ve vatanın gerçek sahipleri Kendi adında bir devlet kurmuştu. Ve önce Türk milleti olmuştu.Türkiye Türklerindi.Türkiye’yi oluşturan herkes Tüktür demişti Başbuğumuz. Türkçülük ideolojisi çerçevesinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Başbuğun önderliğinde hızla toparlandı.Amaçlarına kısa zamanda ulaştı.Dünya'nın ağzı yine açık kalmıştı.Nasıl kalmasın ki,300 yılda yapılamayan şey 3 yılda yapılmıştı.Nasıl olmuştu peki.Açık değil mi Çünkü yapan Türk'tü,fikri Türkçülüktü...

Gelelim günümüze,Başbuğumuzun öldürülmesinden sonra yerine gelecek kör zihniyetler kısa zamanda dış güçlerin güdümüne girmişti.Türkçü Devrim tam görevini yapamadan ortadan kaldırılmıştı.Atatürk'ten sonra onun yolundan giden Türkçüler İsmet İnönü zamanında hapislere atıldılar.İşkencelere maruz kaldılar.Kitapları,gazeteleri,dergileri yasaklandı.Irkçı dediler,faşist dediler,hain dediler hatta Türk değil dediler.Her şeyini engellendiler.

Atsız atamız davasından bir adım geri dönmedi. Ne dedilerse, ne yaptılarsa yolundan döndüremediler. Hatta yolların sonu şiirinde ne dedi Atsız ata:

Bu gün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize

Gidiyorum: gönlümde acısı yanıkların...
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırsı kaldı artık yanımda.

Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağına.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topuda bir sokak kaltağına.

İster düşün... Kendini ister hayale kaptır...
Uzar uzar, çünkü hiç sonu yoktur yolların.
Bakarsın aldanmışsın, gördüğün bir seraptır
Sevimli bir hayale açılırken kolların.

Ey doğunun anlımı serinleten rüzgarı!
Ey karanlıkta bana arkadaşlık eden ay!
Arzularım bir oktur, aşar ulu dağları.
Düştüğü yer uzakta “DİLEK” adlı bir saray.

O sarayda bulunca Tanrılaşan erleri
Artık gözüm arkaya bir daha dönmeyecek.
Hepsi sussa da “Kür şad” uzatarak elini;
“Hoş geldin oğlum ATSIZ, kutlu olsun! ” diyecek.

Kimse gelmeyecektir bizle, öyle ki bir kemiğin ardından saatlerce yol giden itler bile gülecek kimsesizliğimize, Kimse seni anlamayacak, kimse dostun olmayacak, dün seninle gülen tanıdıkların yalnız hatırası kalacak,

Türkçüler! Sıkı saflar halinde birleşerek ve başka her düşünceyi geride
bırakarak, ateş yağmuru altında döküle döküle, fakat bir an durmadan Moskof’a
karşı Köprüköy saldırısını yapan Türk alayı gibi ülküye doğru ilerleyiniz. Bu
ilerleme sırasında düşenlere bakmak için bile bir an kaybetmeyiniz. Onları
mukadderata, tarihin şeref yaprağına ve Tanrı’ya bırakarak yürümekte devam
ediniz ve en büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük karşılığını
beklemeyiniz.

İşte Türkçülük bu kadar zor, bu kadar yalnız bir davanın adamı olmaktır.Biliniz ki gerçek bir Türkçü olduğunuzda Nihal Atsız'ın hayatından bir farkınız olmayacaktır.

Günümüzde milliyetçi olduğunu iddia edenler, her karşınıza çıktığınızda selamun aleyküm derler, Ezanı Türkçe okuttuğu için Atatürk'e etmedikleri laf bırakmazlar. Onlar yalan söylemiyor, evet onlar milliyetçi yani ümmetçi aynı kavmi necip diyen Osmanlı gibi.

Allah'a Tanrı diyemezler günah derler halbuki Allah bana Allah diyeceksiniz Bile dememiştir.Kuranı Arapça okuyun,ezanı sadece Arapça okuyacaksınız, Araplar gibi giyinin, Araplar gibi eğlenin dememiştir.
Bizler insanların dinlerine karışmıyoruz.Kim neyi isterse ona inanır, fakat şartımız ise dinini Türkçe yaşamasıdır.Dualarınızı Türkçe okumakla dininizden bir şey kaybetmezsiniz.Ama Arapça okuyarak kimliğinizden çok şey kaybedebilirsiniz. Bu yüzden dini siyasete kesinlikle alet edilemez. Türkçülüğü Türk İslam sentezi diye adlandırılan ülkücülük yan yana bile getiremezsiniz. Bu yüzden arkadaşlardan rica ediyorum ülkücülük ile Türkçülüğü aynı kefeye koymayın ve ülkücü düşünceye sahip kardeşlerimizden artık doğru seçimlerini yapmalarını ya Türkçü olarak yaşamalarını veya da ülkücü düşünce ile bizim karşımızda durmalarını rica ediyorum.

Bu konuda Atsız atanın dediği gibi Aslında beynelmilelci olan sosyalizmin, Türkiye'deki mümessilleri de milliyetçi olduklarını söylerler. Hatta Orta Asya'daki atalarımızla ilgimizi inkar edip bu topraklar üzerinde Hititlerden başlayarak üst üste yığılmış olan etnik döküntülerin karması olduğumuzu ileri sürenler de milliyetçilik davasındadır.

Komünistlikten hüküm giymiş olanlar, Türk Milliyetçiliği'nin kökünü kazımak için kampanya açmış olan partiler, İslam beynelmilelciliği davası güdenler de hep milliyetçi olduklarını söylerler. Türkçülük bu türlü ek*** ve yanlış milliyetçiliklerin hepsini reddeder.

Dış Türklerle görüşmelerimde, oralarda gelişen Türkçülüğü gördükçe bir yandan seviniyorum bir yandan korkuyorum.Seviniyorum Çünkü Türk milleti kendi kimliğine dönüyor,korkuyorum çünkü Türkistan da gelişen Türkçülüğün bizde yok denecek kadar az olması bizi oluşacak bu süper gücün dışında bırakmaktır ki Bugün Kazakistan ve Kırgızistan’daki Türkçü örgütlerin çizmiş oldukları Turan haritasında Türkiye’yi almamaları ve Türkiye’yi Türk saymamaları beni doğrulamaktadır.

Aslında onlar bir yerde haklı,Bugün Turan dan bahseden zihniyetlerin Müslüman olmayan Türkleri Türk saymaması, Araplaşmış bir şekilde gezmeleri ve hala Arap yarımadası ile ilgilenmeleri bizi böyle gösteriyor.
Bir başka sorun ise orda gelişen Türkçülük de aynı problemlerin olması.Mesela onlarda Tengrizm dinine inanmayan Türkleri Türk saymaması gibi.Bu yüzden biz diyoruz ki hangi din olursa olsun fark etmez. Biz bırakalım dini, kim neye inanırsa inansın biz tüm Türkleri bir dava da Türkçülük davasında toplayalım... Her şeyi Türkçe yaşayalım, örfümüzü, adetimizi,töremizi koruyalım, kollayalım, geliştirelim. Bir başka husus ise Türkçülük deyince insanların kafasında canlanan ırkçılık, Nazicilik, faşistlik vesaire gibi söylemler.
Bunlar Türklerin en büyük gücü olan özü bilmesini engellemek isteyen düşmanların söylemleridir. Bizler, hiçbir zaman ırkçı, faşist Nazici olmadık ve olmayacağız. Eğer böyle bir millet olsaydık, ne Çinliler, ne Araplar, ne Sırplar, ne Ermeniler, ne yunanlılar, ne Rumlar, olurdu.Bizim Türkçülüğümüz Türk milletinin üstünlüğünü bilmek ve yüceltmektir.Bunu yaparken hiçbir milleti aşağılamayız. Ama bizimle aynı kefeye de koymayız. Atsız ırkçıyım derken de bunu söylemiştir. Bizler kafatası ölçümü veya gen ırkçılığı yapmıyoruz. Ki bugün bunu yapsak çoğumuz Türk çıkmayız çünkü dünyada saf ırk kalmadı denecek kadar azdır. Bize Irkçı diyenler Atsıza,Başbuğ Atatürk'e, Munis Tekinalp'e ve nicelerine Türk değildi deme cesaretini göstermiştir.

Türk'ün gücü gen ve kafatasından gelmez Türk'üm derken gelen o ürperme ve sevdadan gelir. Türk'ü farklı kılan budur. Bunu hissedebilen herkes de Türk tür. İsterse farklı kökenden olsun. Hatta Munis tekin alp asıl adı Moiz Kohen dir.Yahudi bir Karaim Türk dür. Ona biri Yahudi diye bağırınca babandır Yahudi diye bağırmıştır ki. Osmanlı zamanın şöyle bir söylemi vardır. Ticaret hep gayri Müslimlerin elindedir.Müslüman Türklerin ticarette tek söz sahibi olması gerekir. Bakarmısınız gayri Müslim olan biri bu sözleri sarf ediyor. Böyle bir kişiye Türk değil demek angutluğun en büyük örneğidir.

Türkçülüğün kısa bir tarihini ve açılımını yaptık yakın zamanda bu konuyu daha derinden işleyerek Türkçülüğü bir açıklığa kavuşturmayı düşünüyorum.Tüm fikirlerinizi paylaşarak daha doğruya ulaşmayı amaçlıyoruz.

Hepinize esenlikler dilerim.Tanrı uğurunda en çok kan akıtmış milletini korusun ve yüceltsin...
saygılarımla

Unknown dedi ki...

Şu Türk olmak yazınız bence lise lerde derslere konu yapılmalı ve gençlere buradan hareketle tartışmalıdır. Biz bayrağı sevdik dedik faşist dediler, yurdu sevdik dedik komünist dediler.Saz çaldık alevisin, top oynadık mecüsi dediler.oysa ben hep aynı bendim.ben yazınızı okuyunca bu soruma bir açılım buldum burada...